Kaç çeşit yemin vardır, yemin çeşitleri nelerdir?
Kaç çeşit yemin vardır, yemin çeşitleri nelerdir?
Ziyaretçi
Din İşleri Yüksek Kurulu Dini Sorular
ADAK VE YEMİN
Cevap Gönder:
Misafir Kullanıcı tarafından yazılan
Üç çeşit yemin vardır. Bunlar; yemin-i lağv, yemin-i ğamus ve yemin-i mün’akidedir. Yemin-i lağv; bir şeyin doğru olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemindir. Kişinin birini görmediği halde gördüğünü zannederek "VAllahi gördüm." veya yemin kastı olmaksızın yemin sözlerini söylemesi, yemin-i lağv olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde yapılan yeminden dolayı keffaret gerekmez. Kur’an-ı Kerim’de, kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren yeminlerden dolayı kişinin sorumlu tutulmayacağı bildirilmiştir (Bakara, 2/225; Maide, 5/89). Bununla birlikte, ağız alışkanlığıyla konuşurken sıkça yemin edenlerin, bu alışkanlıklarından vazgeçmek için çalışmaları gerekir.
Yemin-i ğamus; yalan yere edilen yemindir. Bir kimsenin olmamış bir şey için bilerek olmuş diye veya olmuş bir şey için bilerek olmadı diye yemin etmesidir. Bu en büyük günahlardan biridir (Buhari, Eyman 16; Müslim, İman 220). Böyle bir yemin keffaretle telafi edilemez. Bu şekilde yemin eden kişi, bilerek ve Allah’ın adını anarak yalan yere yemin ettiği için, pişman olarak, bir daha böyle bir hataya düşmemek üzere Allah’tan af dilemesi gerekir. Yalan yere yaptığı yemin sebebiyle başkasının hakkının zayi olmasına sebep oldu ise, bu zararı tazmin edip onlardan helallik istemelidir.
Yemin-i mün’akide; mümkün olan ve geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. Bir kimsenin şu işi yapacağım veya yapmayacağım diye yemin etmesi böyledir. Bu yeminin Allah’ın isimlerinden biriyle veya O’nun sıfatlarıyla yapılmış olması gerekir. Allah ve sıfatları dışında başka şeylere yapılan yemin, bu yemin kapsamına girmez (İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, III, 47). Bu yemini eden kişinin, dinin yasakladığı bir şeyi yapmaya veya emrettiği bir şeyi terk etmeye yönelik olmadıkça ettiği yeminin gereğini yapması gerekir. Yeminini bozarsa keffaret öder (Merğinani, el-Hidaye, II, 72-75).bu yoruma cevap yazıyorsunuz...
Bu Soruya Gelen Cevaplar:
Misafir KullanıcıÜç çeşit yemin vardır. Bunlar; yemin-i lağv, yemin-i ğamus ve yemin-i mün’akidedir. Yemin-i lağv; bir şeyin doğru olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemindir. Kişinin birini görmediği halde gördüğünü zannederek "VAllahi gördüm." veya yemin kastı olmaksızın yemin sözlerini söylemesi, yemin-i lağv olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde yapılan yeminden dolayı keffaret gerekmez. Kur’an-ı Kerim’de, kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren yeminlerden dolayı kişinin sorumlu tutulmayacağı bildirilmiştir (Bakara, 2/225; Maide, 5/89). Bununla birlikte, ağız alışkanlığıyla konuşurken sıkça yemin edenlerin, bu alışkanlıklarından vazgeçmek için çalışmaları gerekir.
Yemin-i ğamus; yalan yere edilen yemindir. Bir kimsenin olmamış bir şey için bilerek olmuş diye veya olmuş bir şey için bilerek olmadı diye yemin etmesidir. Bu en büyük günahlardan biridir (Buhari, Eyman 16; Müslim, İman 220). Böyle bir yemin keffaretle telafi edilemez. Bu şekilde yemin eden kişi, bilerek ve Allah’ın adını anarak yalan yere yemin ettiği için, pişman olarak, bir daha böyle bir hataya düşmemek üzere Allah’tan af dilemesi gerekir. Yalan yere yaptığı yemin sebebiyle başkasının hakkının zayi olmasına sebep oldu ise, bu zararı tazmin edip onlardan helallik istemelidir.
Yemin-i mün’akide; mümkün olan ve geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. Bir kimsenin şu işi yapacağım veya yapmayacağım diye yemin etmesi böyledir. Bu yeminin Allah’ın isimlerinden biriyle veya O’nun sıfatlarıyla yapılmış olması gerekir. Allah ve sıfatları dışında başka şeylere yapılan yemin, bu yemin kapsamına girmez (İbn Abidin, Reddu’l-muhtar, III, 47). Bu yemini eden kişinin, dinin yasakladığı bir şeyi yapmaya veya emrettiği bir şeyi terk etmeye yönelik olmadıkça ettiği yeminin gereğini yapması gerekir. Yeminini bozarsa keffaret öder (Merğinani, el-Hidaye, II, 72-75).14 Şubat 2015 - 08:05:01
Son Sorular:
2434 Gün 19 Saat 20 dk. önce soruldu
Ceylan Ahıgül sordu
3004 Gün 9 Saat 31 dk. önce soruldu
ece çakır sordu
3035 Gün 0 Saat 12 dk. önce soruldu
Erhan Yiğit sordu
3044 Gün 21 Saat 54 dk. önce soruldu
cansu sordu
3048 Gün 17 Saat 13 dk. önce soruldu
mustafa 224 sordu
3056 Gün 16 Saat 19 dk. önce soruldu
emre sordu
3059 Gün 18 Saat 4 dk. önce soruldu
berkay sordu
3063 Gün 12 Saat 22 dk. önce soruldu
ali sordu
3065 Gün 20 Saat 3 dk. önce soruldu
canan sordu
3066 Gün 2 Saat 33 dk. önce soruldu
Şükrü Kum sordu
3070 Gün 12 Saat 15 dk. önce soruldu
Meltem Akar sordu
3077 Gün 19 Saat 28 dk. önce soruldu
Ali Kurtulmuş sordu
3082 Gün 16 Saat 9 dk. önce soruldu
hakan sordu
3086 Gün 16 Saat 45 dk. önce soruldu
arda sordu
3088 Gün 14 Saat 7 dk. önce soruldu
Kerem sordu