İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese Örnek: Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler. A. Haşim
İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap Örnek: Kenarları ezik bir çift altın kahve fincanı zarfını elinde evirir çevirirdi. R. Enis
Bir fiilin, bir sıfatın veya bir zarfın anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen kelime, belirteç: Az yaşamıştı. Geç kalınca utandı gibi.
Bk. belirteç
Değiştirime uğramış bir dalganın en uç bölümlerini yani genliğin üst bölümlerini gösteren eğri.
Virüs tarafında kodlanan proteinlerle tomurcuklanma sırasında hücreden alınan lipoprotein tabakadan oluşan ve bazı virüs ailelerinde kapsit yapının üzerinde bulunan yapı ögesi.