Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek Örnek: Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu. P. Safa
Belirli bir çevre içinde gezip durmak Örnek: Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum. S. F. Abasıyanık
Özellikle doğaçtan yapılan müzikte, ezgiyi belli bir makam anlayışı içinde değişik perdeler üzerinde çalmak, dolaşmak.