İstanbul Barosu Basın Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi olan Avukat Baran Akcan, İstanbul Hukukçular Birliği adına yaptığı açıklamada, hukukçular olarak daha yenilikçi ve etkin bir güvenlik denetimi istediklerini belirtti ve önerilerde bulundu.
0
İstanbul Barosu Basın Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi olan Avukat Baran Akcan, İstanbul Hukukçular Birliği adına yaptığı açıklamada, hukukçular olarak daha yenilikçi ve etkin bir güvenlik denetimi istediklerini belirtti ve önerilerde bulundu.
İstanbul Barosu Basın Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi olan Avukat Baran Akcan, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit olduğu saldırıyı kınayarak, "Öncelikle menfur saldırı sonucu yaşamını yitiren Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz'a Allah'tan rahmet niyaz eder üzüntümüzü paylaşarak, acılı ailesine ve Türk Milletine sabırlar dileriz. Yaşanan olay bir terör örgütü tarafından planlı olarak gerçekleştirilen hain bir terör saldırısıdır. Tüm yargı camiası olarak Hakimler, Savcılar, Avukatlar ve tüm yargı personeli ile kenetlenme zamanı olduğunun bilinmesi gerekmektedir" dedi.
"AVUKATLIK KANUNU'NA GÖRE..."
Avukatların adliyeye girişleri esnasında üstlerinin aranması tartışmalarına değinen Akcan, "Bu tartışmanın siyasetin tartışmaların uzağında açıklanması ve değerlendirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki Avukatlık Kanunu'nun 58. Maddesinde mahkeme kararı olmaksızın 'Avukatların üstünün aranamayacağı' hüküm altına alınmıştır. Diğer yandan 6136 Sayılı Ateşli Silahlar Kanununun ek 1. maddesinde 'Mahkemeler ve duruşma salonlarında ateşli silahlar taşınamaz' hükmü mevcuttur.
AVUKATLARIN ÜST ARAMASI İÇİN ÖNERİLER
Burada tartışılacak konu; üstü mahkeme kararı olmaksızın aranamayacak olan Avukatların adliyeye girişte silah taşıyıp taşımadıklarının nasıl anlaşılacağıdır. Bizce; Avukatların adliyeye girişinde silah taşıyıp taşımadıklarının tespiti için silah araması önleme araması kapsamında kesinlikle yapılmalı. Suç işlenme tehlikesinin önlenmesi için, bu arama nasıl yapılmalıdır? Birliğimizin görüşü üç aşamalı olmasıdır.
- Avukatların Çipli Avukat kimliklerini elektronik olarak kontrol eden turnikeden girmesi.
- Avukatların silaha duyarlı hassas x-ray cihazlarından geçmesi.
- Avukat çantalarının silaha duyarlı röntgen cihazlarından geçirilmesi.
Sonrasında kuvvetli şüphe halinde Hakim kararı ile üst aramasının yapılmasıdır. Sonuçta adliyede yetkili ve nöbetçi hakim her daim bulunmaktadır. Avukatlık kimlikleri çipli olduğundan ve sahtesi yapılamayacağından kimlik tesbiti ve geçiş izninden sonra mesleğin onuruna yakışır biçimde silah kontrolünden geçilmesi en uygun çözüm olacaktır. Avukatlık kimlik kartlarını Passolig geçiş kartlarına benzetebiliriz. Kamu güvenliği kapsamında Avukatın silah taşıyıp taşımadığının üstü aranmadan teknik olarak tespiti silaha duyarlı hassas x-ray cihazları ile mümkün gözükmektedir. Diğer taraftan Vatandaşa uygulanan her uygulamanın Avukatlara da uygulanmasından yüksünmeyiz. Bir ayrıcalık da istemiyoruz. Bu kapsamda sadece silaha duyarlı olan hassas cihazlarla arama biz hukukçular içinde uygulansın. Avukatlar olarak bizler töhmet altında kalmak istemiyoruz. Ayrıcalık da istemiyoruz. Avukatların itirazı, üzerlerinin adliye girişinde kaba arama olarak tabir ettiğimiz el ile veya el dedektörü ile yapılmasıdır. Bu çağdaş uygulamaların tersine bir durum olacaktır. Avukata müvekkilini savunmak için hemen hemen her gün gittiği adliye kapısında kemerini, ayakkabısını çıkartmaya zorlayıp, ceplerini boşalttırıp çantasının karıştırılması ile güvenlik sağlanacağı düşüncesi Uluslararası kriterlere aykırı düşmektedir. Bu durumun Savunmanın hür ve bağımsız yapılmasını engelleyeceği düşüncemizi kamuoyu ile paylaşırız.
Diğer yandan avukat çantalarının röntgen cihazlarından geçirilmesi ve Avukat kimliklerini elektronik olarak kontrol eden turnikeden okutularak geçilmesi esnasında turnikeden sonra hassas x-ray cihazlarından geçilmesi Avukatların kabulünde olabilir. Silah denetimi için aramanın elle ve kaba bir şekilde yapılması, ceplerin boşaltılması, çantalarının açılarak karıştırılması yerine bu durum daha ölçülü olan bahsettiğimiz şekilde yapılması uygun olacaktır. Böylece Avukatın onuru ve savunmanın kutsallığı ilkesi zedelenmeyecektir" diye konuştu.
"-KİMLİK GÖSTER, GEÇ- UYGULAMASI ÇOK GERİLERDE KALMIŞTIR"
Hain saldırıda güvenlik zafiyeti olduğunu savunan Akcan, "Önemle belirtmek gerekir ki sahte avukat kimliği ile güvenliğin zafiyeti olmadan adliyeye girmek mümkün değildir. Avukatların adliyeye çipli kimliği ile turnikeden geçerek girebilir. Bu turnikeler kimliği elektronik olarak kontrol eden, kimlik sahibinin ekranda resmini gösteren ve geçiş izni veren teknolojik cihazlardır. 'Kimlik göster, geç' uygulaması çok gerilerde kalmıştır. Elim olayda saldırganların avukat geçiş turnikelerinden geçmesi mümkün değildir. Olayda güvenlik zafiyetinin bulunduğu açıktır. Güvenlik görevlileri konusuna da değinmek gerekir. Adliyelerde görev yapan özel güvenlikler taşeron işçi konumundadır. Hiçbir sosyal ve mesleki güvenceleri bulunmamakta, işten çıkarılma tehlikesi ile çalışan asgari ücretli kişilerdir. Yoğun güvenlik önlemi gereken yerlerde bazen de canlarına mal olacak biçimde fedakarca çalışmaktadırlar. Ancak bu haleti ruhiye içinde pasif kalmaktadırlar. Adliye güvenliğinin, durumun önemi ve ciddiyeti karşısında özel eğitimli -polis-kolluk kuvveti tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Sonuçta her gün yapılan binlerce duruşmada yüzlerce suçlu da bu binaların içinde bulunmaktadır. Birliğimiz adına hukukçular olarak çağdaş uygulamalar çerçevesinde yapılacak önleme denetimlerinin ve elektronik kontrolleri desteklediğimizi ancak bu kontrollerin Avukatlık onurunu zedelemeyecek şekilde ve müvekkilinin savunma hakkını kısıtlamayacak şekilde yapılması gerektiğini kamuoyu ile saygıyla paylaşırız. Türk Yargısı ve dolayısıyla Türk Milletine yapılmış bu hain saldırıyı esefle kınıyoruz. Bu saldırı Ülkemizde tüm yargı dünyasını tek yürek yapacaktır. İleriki günler bunu gösterecektir" ifadelerini kullandı.
(İHA)